Pages

Hergün yüzlerce soruyla karşılaşıyoruz

Her gün hayatımızı az çok etkileyecek işleyişine yön verecek sorularla karşılaşıyoruz. Belki onlarca beklide yüzlerce soruyla karşılaşıyoruz. Nasılsın? Ne yapıyorsun? Nereye gidiyorsun? Hiç görünmüyorsun? Bunlar sadece birkaç tanesi. Belki de şuan aklınızda sonuna soru işareti koyduğum ama soru gibi görünmeyen cümlenin yer etmesi gayet doğal. Ya da hayattan ve sorulardan o kadar bıkmışsınız ki bunun bir soru cümlesi olmadığını fark etmediniz bile.

Evet işte hayat bazı insanları bu denli yoruyor. Belki de insanları yoran şey hayat değildir kim bilir? Sadece saçma sapan cevabını hiç bilmek istemediğiniz halde sırf nezaket olsun diye insanlara sorulan sorulardır.

Sorulardan bahsedip de öğrencilerin her birinin ayrı ayrı nefret ettiği; Dersler nasıl evladım? Sorusundan konuşmamak olmaz. Akrabalar veya tanıdıklar okuyan bir öğrenciyi gördüğü an kendini sormak zorunda hissettiği bu soru belki de öğrenciler için en acımasız sorudur. Öğrenciler - bende dahil - ise %90ı bu soruya iyi yada idare eder tarzında cevaplar verir.

Ya da hastalıktan yataklara düşmüş birine ” nasılsın?” demek de neredeyse eş değerdir. Hasta insanın kötü olduğu ortadadır ama sırf nezaket amacıyla her zaman sorulur.

Hep soruların kötü yönlerinden bahsettim iyi yanları yok mu elbette var. Her şeyin kötü yanı olduğu gibi iyi yanları da var.

Bazen sorular insanları rahatlatır da aslında. Karşınızdaki kişinin gerçekten kötü olduğunuzu bildiği halde size” nasılsın?” diye sorması sizi önemsediğini size değer verdiğini gösterir.

Çoğumuz o kadar yoğun bir tempoyla yaşıyoruz ki bazen oturup kendimize Nasılım? Diyebilecek zaman bile ayırmıyoruz. Hep ansızın sorulan soruları yanıtlayıp ya da sorup geçiriyoruz ömrümüzü kim bilebilir ki sizden başka.

Sorular hakkındaki yazımda burada son buluyor. Evet sizde farkındasınız artık içinde yaşayıp ömrünüzü tüketen şeylerin sorular olduğunu.

Unknown

Elektronik mühendisliği öğrencisi Android meraklısı ve bir girişimci.