Pages

Kimse okumasa da yazmak istiyor insan...

Bazen öyle garip oluyor ki insan. Nedensiz işler yapmak istiyor. Yazmak istiyor mesela. Aklına ne gelirse dökmek istiyor içini. Yaşadıklarını, gördüklerini, hissettiklerini her şeyi… Kimseyi aldırmadan.”Ne derler?” diye düşünmeden sadece yazmak istiyor. İçindeki her şeyi sıradan bir kâğıt parçasına anlatmak istiyor. Kimsenin okumayacağını bildiği halde. Sadece yazmış olmak için yazıyor insan. Yazdığı cümleler hiçbir şey ifade etmiyor. Sadece yazıyor. Saçma sapan ve anlamsızca. Aklına ne gelirse yazıyor.

Birilerine anlatmak yerine o kimseye faydası olmayan kâğıt parçasına yazmak daha mantıklı geliyor. Çünkü o kâğıt parçası asla onun kusurlarını yüzüne vurmuyor. Ya da onu düşüncelerinden dolayı dışlamıyor. Her ne olursa kabul ediyor. Yazmaktan korkmayan herkesi şartsız ve koşulsuz kabul ediyor. Anlattıklarının her bir harfini bile dinliyor. Seni benimsiyor. Ve değer verdiğin sürece o da değer veriyor sana. Ve asla seni yüz üstü bırakmıyor. Anlattığın sürece dinliyor.

Belki de bu yüzden en iyi yazarlar hep dışlanmış yazarlar. Dertlerine ortak bulamayan yazarlar. Dertlerini sadece o beyaz kâğıt parçalarına anlatabilen yazarlar.

Yazmaktan korkma. Kimse seni okumayacak olsa da yaz. Sadece yazmış olmak için yaz. İçindekileri anlatmak için yaz. Rahatlamak için yaz. İçini dökmek için yaz. Ama yinede yaz…

Unknown

Elektronik mühendisliği öğrencisi Android meraklısı ve bir girişimci.